Yaklaşık 20 yıldır ergenlerle çalışıyor ve onların benzersiz dünyasına tanıklık ediyorum. Devlet hizmetindeki uzun yıllarım boyunca, ergenlerin sadece bireysel farklılıklarını değil, aynı zamanda yaşadıkları ortak zorlukları da yakından gözlemleme fırsatı buldum. Bu deneyim bana, ergenlik döneminin yalnızca bireysel bir kimlik oluşturma süreci değil, aynı zamanda duygusal bir keşif ve mücadele dönemi olduğunu öğretti.
Ergenler, bu dönemde aidiyet arayışı, kimlik bunalımı, sosyal ilişkilerdeki dalgalanmalar ve akademik baskılarla karşı karşıya kalır. Bu süreçte onlara rehberlik etmek, yalnızca bilgiyi paylaşmaktan ibaret değildir. Onların kalbine dokunmak, bir psikolog olarak en öncelikli görevim haline geldi. Çünkü bir ergenin kalbine girdiğinizde, değişim ve gelişim kapılarını da aralamış olursunuz.
Ergenlerle çalışırken öğrendiğim en önemli kural, onları yargılamadan ve anlamaya çalışarak dinlemek. Onların güvenini kazanmadan hiçbir sürecin ilerleyemeyeceğini biliyorum. Güven oluşturmak ise empati, sabır ve gerçek bir anlayışla mümkün. Ergenler, genellikle duygularını açıkça ifade etmekten çekinirler, bu yüzden söylediklerinin ardındaki hisleri ve ihtiyaçları görmeye çalışırım.
20 yıllık tecrübem bana, ergenlerle çalışmanın sadece bir mesleki görev değil, aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine yapılan bir yolculuk olduğunu öğretti. Onların zorluklarını anlamak ve çözüm yolları sunmak kadar, onlara değerli olduklarını hissettirmek de bu yolculuğun bir parçasıdır.
Sonuç olarak, ergenlerin kalbine giden yol, onları olduğu gibi kabul etmekten ve sevgiyle yaklaşmaktan geçiyor. Bu anlayışla yürütülen her danışma süreci, ergenlerin iç dünyasını keşfetmesine ve potansiyellerini gerçekleştirmesine ışık tutuyor.

WhatsApp